Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Speaking | ||||
Speaking | çok yakışmış | suits you expr. | ||
That tie suits you very well. Bu kravat sana çok yakışmış. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Colloquial | çok yakışmış | fits you perfect expr. | ||
Speaking | ||||
Speaking | çok yakışmış | looks good on you expr. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | birine gerçekten çok yakışmış/uymuş (kinayeli) | a (real) winner n. |
Colloquial | (bir şey) sana çok yakışıyor/yakışmış | (something) is you expr. |
Colloquial | sana çok yakışıyor/yakışmış | it's you expr. |
Speaking | ||
Speaking | bu elbise sana çok yakışmış | this dress suits you very well expr. |
Speaking | bu elbise çok yakışmış sana | this dress suits you very well expr. |
Speaking | şapka çok yakışmış | the hat suits you very well expr. |